Masum EKİNCİ: - masumekinci@yahoo.com
Dünya her taraftan kaynıyor. Libya’da devam eden savaş, Suriye’deki çatışmalar, Norveç’teki katliam, artık şiddete dönen İngiltere’deki şok gösteriler ve dünya ekonomisindeki çatırdamalar.Biz, bunların içinden artan milliyetçiliğe bir göz atalım. ...
Avrupa Birliği, özellikle İskandinav ülkelerinde artış gösteren ırkçılık karşısında uzun zamandır çaresizlik içinde olacakları bekliyordu.
Beklenenin çok ötesindeki olay Avrupa’nın kuzeyinde gerçekleşti.
Irkçı, İslam karşıtı Norveçli bir Viking, ilk anda El-Kaide'ye mal edilen yüzyılın katliamını gerçekleştirerek çoğu kendi ırkından insanları kurşunladı, kamu binalarını bombaladı.
Katliam derecesinde olmasa da aşırı ırkçı eylemler zaten bekleniyordu.
Avrupalı liderler, aşırı sağ partilerin artan oylarını kendilerine kanalize etmek için uzun zamandır ırkçı söylemlere kaymışlardı. Minareleri yasakladılar, göçmenleri yerden yere vurdular, özellikle müslüman ve terörist kelimelerini birarada anmakta herhangi bir sakınca görmediler.
Norveç’teki katliamın ardından hepsi kıvırmaya başlasalar da, bu korkunç olayda Avrupalı liderlerin birçoğunun payı var.
Onlarda son zamanlarda artan ırkçılığın farkındaydılar ve bu onları fazlasıyla korkutuyordu.
Özellikle sakin insanların ülkesi Finlandiya’da ırkçı politikalarıyla öne çıkan Gerçek Finlandiyalılar Partisi, AB’yi rahatsız eden bir yükselişe geçmişti. Kimi çevrelerce ''ırkçı'' bir parti olmakla suçlanan ve ülkedeki son seçimlerden sonra Finlandiya siyasetinin merkezine oturan bu parti Parlamentodaki sandalye sayısını 5'den 39'a çıkartmıştı.
Aynı şekilde parlamentoyu rüyasında bile göremeyen, aşırı uçta bir parti İsveç'te ilk kez geçen yıl parlamentoya girmeye hak kazandı.
Holanda'da ırkçı Özgürlük Partisi, 2010 yılındaki seçimlerde İslam ve göç karşıtı söylemleri ile milletvekili sayısını 9’dan 24’e çıkararak seçimlerde oyunu en fazla yükselten parti olmuştu.
İsviçre'deki 2007 yılı seçimlerinde aşırı sağ görüşlü İsviçre Halk Partisi, yaklaşık yüzde 29 oy alarak ülke tarihindeki en yüksek oy oranına ulaşmış, 2009 yılında da İsviçre’deki büyük tepki toplayan minare inşaatı yasağı başlamıştı.
Avrupa’da doğup daha sonra tüm dünyaya yayılan aşırı ırkçılık şimdi tekrar kıtasına dönüyor ifadesi herhalde yanlış olmaz.
Neredeyse 50 yıldır uyuyan dev şimdi uyanıyor.
“İslam Avrupası değil, kendi hristiyan Avrupamızı isteriz” diyenlerin durumu artık hiç de iç açıcı gözükmüyor.
Avrupa Birliği, özellikle İskandinav ülkelerinde artış gösteren ırkçılık karşısında uzun zamandır çaresizlik içinde olacakları bekliyordu.
Beklenenin çok ötesindeki olay Avrupa’nın kuzeyinde gerçekleşti.
Irkçı, İslam karşıtı Norveçli bir Viking, ilk anda El-Kaide'ye mal edilen yüzyılın katliamını gerçekleştirerek çoğu kendi ırkından insanları kurşunladı, kamu binalarını bombaladı.
Katliam derecesinde olmasa da aşırı ırkçı eylemler zaten bekleniyordu.
Avrupalı liderler, aşırı sağ partilerin artan oylarını kendilerine kanalize etmek için uzun zamandır ırkçı söylemlere kaymışlardı. Minareleri yasakladılar, göçmenleri yerden yere vurdular, özellikle müslüman ve terörist kelimelerini birarada anmakta herhangi bir sakınca görmediler.
Norveç’teki katliamın ardından hepsi kıvırmaya başlasalar da, bu korkunç olayda Avrupalı liderlerin birçoğunun payı var.
Onlarda son zamanlarda artan ırkçılığın farkındaydılar ve bu onları fazlasıyla korkutuyordu.
Özellikle sakin insanların ülkesi Finlandiya’da ırkçı politikalarıyla öne çıkan Gerçek Finlandiyalılar Partisi, AB’yi rahatsız eden bir yükselişe geçmişti. Kimi çevrelerce ''ırkçı'' bir parti olmakla suçlanan ve ülkedeki son seçimlerden sonra Finlandiya siyasetinin merkezine oturan bu parti Parlamentodaki sandalye sayısını 5'den 39'a çıkartmıştı.
Aynı şekilde parlamentoyu rüyasında bile göremeyen, aşırı uçta bir parti İsveç'te ilk kez geçen yıl parlamentoya girmeye hak kazandı.
Holanda'da ırkçı Özgürlük Partisi, 2010 yılındaki seçimlerde İslam ve göç karşıtı söylemleri ile milletvekili sayısını 9’dan 24’e çıkararak seçimlerde oyunu en fazla yükselten parti olmuştu.
İsviçre'deki 2007 yılı seçimlerinde aşırı sağ görüşlü İsviçre Halk Partisi, yaklaşık yüzde 29 oy alarak ülke tarihindeki en yüksek oy oranına ulaşmış, 2009 yılında da İsviçre’deki büyük tepki toplayan minare inşaatı yasağı başlamıştı.
Avrupa’da doğup daha sonra tüm dünyaya yayılan aşırı ırkçılık şimdi tekrar kıtasına dönüyor ifadesi herhalde yanlış olmaz.
Neredeyse 50 yıldır uyuyan dev şimdi uyanıyor.
“İslam Avrupası değil, kendi hristiyan Avrupamızı isteriz” diyenlerin durumu artık hiç de iç açıcı gözükmüyor.
Kaynak: Anty Gazete
Merheba Masum bey! Nasilisiniz? Cok bir eyi makale yazipsiniz. Sag ola siz! Ban sizin bu guzel haberinizi shu linkete vermishem: http://ilgerek.blogspot.com/2011/09/avrupay-titreten-korku-gercek-oldu.html#more
ReplyDeleteCok sag ol sayin Masum bey! - Toronto