Dr. M.R.Heýet |
ANKARA - DOLUNAY Dergisi: Yazar: Nuraniye Ekrem · 3 Haziran 2016
Ankara Dil ve Tarih – Coğrafya
Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünde, tarihi
“Farabi Salonunda “Türkçenin Varlığı İçin 6. Türkoloji Günü” toplantısı
düzenledi. 6. Türkoloji Gününde uzmanlar tarafından önemli konuşmalar
yapıldı, bildiriler sunuldu, Türk lehçelerinde şiirler, şarkılar
söylendi.
İlki 5 Mayıs 2011 tarihinde Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü tarafından düzenlenen “Türkçenin Varlığı İçin I.
Türkoloji Günü” adlı sempozyumda, toplantıyı düzenleyenlerin önerisi ve
orada bulunan Ankara, Gazi ve Hacettepe üniversitesi bilim insanlarının
ortak kararıyla 5 Mayıs “Türkoloji Günü” olarak ilan edilmişti.
Türkçenin varlığı için 2011 yılından
itibaren her yılın Mayıs ayının ilk haftası, düzenli olarak
gerçekleştirilen “Türkoloji Günü’nün 5 Mayıs tarihinde
gerçekleştiriliyor olmasının nedeni, büyük bilim ve kültür adamı Prof.
Dr. Cevat Heyet’in editörlüğünde 32 yıldan beri tüm zorluklara
rağmen, Tahran’da Türkçe yayınlanan Varlık Dergisinin yayın hayatına
başladığı tarih olmasıdır. Varlık Dergisi, İran’da Türkçenin varlığının
sürdürülmesi ve Türk milli kimliğinin şekillenmesi için çok önemli bir
yere sahiptir.
Daha önceki “Türkoloji Günü”
toplantılarında ağırlıklı olarak Türkçenin hayatiyeti, dil politikası ve
dil planlamaları ve alfabe meselesi ele alınmıştı. 5 Mayıs 2011’de
Ankara Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nün
düzenlediği “Türkçenin Varlığı İçin 1. Türkoloji Günü” bilgi şöleninde,
dil hayatiyeti bağlamında Türkçe’nin İran, Çin, Bulgaristan ve Rusya
Federasyonu’ndaki durumu, konuşmacılarca tartışılmıştı.
- Türkoloji Günü’nün açılış ve kapanış konuşmasını yapan Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sema Barutçu Özönder özetle: “Türkçenin varlığı Türkçeyi konuşanların varlığıdır. Türkçenin varlığını kutladığımız Mayısın ilk haftası artık geleneksel günümüz oldu. Öğrencilerin telaffuzlarıyla şiirler okuyacağı, bilim insanlarımızca bildiriler sunulacağı bu toplantının sürekliliğinin Türkçenin dünya dilleri arasında layık olduğu yeri almasına katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.
“Türkoloji Günü” Düzenleme Kurulu
Başkanı ve bölüm öğretim görevlisi M. Rıza Heyet, yaptığı konuşmasında:
Saha, Tuva ve Afganistan’da Türkçenin resmî statüye sahip olmasına
rağmen, hala Rusça, Darice ve Peştunca’nın baskın etkisi sürdürülürken,
Türk dilinde eğitim imkanlarının engellendiği İran’da ise daha vahim bir
tabloyla karşı karşıya olduğunu dile getirirken, Türkçenin varlığını
tehlikeye sokan etkenlerin yalnız Türk dilinde eğitimin yasak olması
veya yozlaştırılmış eğitimle sınırlı olmadığını, ekonomik ve sosyal
sorunların neden olduğu zorunlu göçler, Türklerin yaşadığı bölgelerde
demografik yapının değiştirilmesine yönelik çalışmalar, konargöçer
hayatı yaşayan bazı Türk boylarının bir şekilde yerleşik hayata
zorlanması veya Türkçenin ve Türklerin saygınlığını düşürmek amacıyla
hakaret içeren televizyon programlarının hazırlanması ya da Türklüğü
hedef alan fıkraların halk arasında yaygınlaştırılarak genel kültür
haline getirilmesi gibi konular da Türkçenin varlığını ve saygınlığını
zedeleyen unsurlar olduğunu dile getirdi.
“6. Türkoloji Günü” toplantısında,
bölümümüzün değerli hocaları ve yüksek lisans-doktora öğrencileri ve
konuk öğretim elemanları bildirilerini sundular. Afganistan, İran, Saha
ve Tuva gibi Türk coğrafyalarında Türk dilinin bugünkü durumu ve eğitim
meselesiyle birlikte, Türk Çağında Türk Kavramı (Dr. Babek Cevanşir),
Afganistan’da Türk Dilinde Eğitimin Bugünkü durumu (Dr. Alem Labib) ve
İran Modern Tarih Yazımı ve Bilimsel Tarafsızlık (Babek Şahid (Shahed),
Saha (Yakut) Özelinde Sibirya Sahasında Rus Faaliyetleri ve Etkileri
(İsmet Kılıç), Saha (yakut) Türkçesinde Eğitimin Tarihi (Araştırma
Görevlisi Ümit Şahin), İran Türkmenlerinin Dil Alanındaki Faaliyetleri
(Dr. Hangeldi Ownuk), N.F. Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi
Araştırmalarına Katkısı (Araştırma Görevlisi Buket Baran) gibi konulara
yer verildi.
Prof. Dr. Melek Erdem’in başkanlığında yapılan birinci oturumda:
Fotograf: Kadir Asar
Yeditepe Üniversitesinden Dr. Babek
Cevanşir “Türk Çağında Türk Kavramı” başlıklı bildirisinde: “Türk Çağı X
yy. da başlamıştır. Ancak XV-XVIII yy. arası için söylenir. Bu dönemde
çok büyük bir coğrafyada ve dört kıtada onlarca Türk devleti vardır. Bu
devletlerin her biri kendini Türkçe konuşur olmanın merkezine koymakta
ve diğerini Türk görmemektedir. Memlükler, Safeviler, Osmanlılar,
Timurlar, Altınorda, Babürler…. Öyle ki; bu Türk devletleri
kendileriyle savaşacak dış güç olmadığı için kendi aralarında
savaşıyorlardı…. Timur İmparatorluğu, kendi diline Çağatayca değil,
Türkçe derdi. Ona biz Çağatayca diyoruz”… gibi hususlara vurgu yaptı.
Araştırma Görevlisi Ümit Şahin, “Saha
(yakut) Türkçesinde Eğitimin Tarihi” başlıklı bildirisinde:, günümüzde
Rusya Federasyonuna bağlı Saha (Yakut) Cumhuriyetinde yaşamakta olan
Saha (Yakut) Türklerinin 13. yüzyıldan itibaren güneyden bugünkü
yaşadıkları bölgeye geldiklerinin düşünüldüğünü, Saha (Yakut)
Türklerinin bugün yaşadıkları bölgenin 17. yüzyılda Rus Çarlığı
tarafından işgal edildiğini dile getirdi. Ayrıca, göçebe ve ormancılığa
dayalı bir yaşam sürdüren Saha (Yakut) Türklerinin 19. yüzyıl öncesinde
yazılı edebiyatlarının olmadığını, Saha Türkçesinin yazı dilinin 19.
yüzyılın başlarında Rus Ortodoks Kilisesinin misyonerlik faaliyetleri
kapsamında dini literatürün Saha Türkçesine çevrilmesiyle başlamış
olduğunu belirtti. Eğitim-öğretim faaliyetleri de yine dini faaliyetler
çerçevesinde başlamış olan Saha Türklerinin bölgede ilk dini okul 1734
yılında Yakut Spasskiy Manastırında açıldığını, modern anlamda ilk
seküler/laik okulun 1863 yılında açılmış ve bu okul günümüzde de
faaliyetine devam etmekte olduğunu kaydetti.
Dr. Alem Labeb, “Afganistan’da Türk
Dilinde Eğitimin Bugünkü Durumu” başlıklı bildirisinde: “Afganistan’da
Taliban döneminde Türk okullarının yakılıp yıkılıp Türkçenin yok
sayıldığını, 2004 Anayasasında iki dilde eğitimin kabul edildiğini,
bugün Türkçe’nin üçüncü eğitim dili olması için mücadele verildiğini”
dile getirdi.
Dr. Murat Ceritoğlu’nun başkanlığındaki ikinci oturumda:
Fotograf: Hüseyin Küçükbulut
Öğretim Görevlisi İsmet Kılıç “Saha
(Yakut) Özelinde Sibirya Sahasında Rus Faaliyetleri ve Etkileri”
başlıklı bildirisinde: Rusların Sibirya’yı sömürgeleştirirken klasik
kolonyalizmin tersine kendi nüfuslarını bu bölgelere taşıdıklarını ve
yerleştirdiklerini, bunu yaparken zengin nehirleri ve ulaştıkları
noktada yaptıkları kaleleri kullandıklarını, ağır vergilerle yerli halkı
bağımlılaştırmayı başardıklarını dile getirdi.
Araştırma Görevlisi Buket Baran,
“Nikolay Fedoroviç Katavov’un Tuva Türkleri Ve Tuva Türkçesi
Araştırmalarına Katkısı” başlıklı bildirisinde, Hakas kökenli Türkolog
N.F. Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi üzerine yapmış olduğu
araştırmalarını değerlendirdi. Bu bağlamda Katanov’un 1889 yılı Mart ve
Ağustos aylarında Tuva bölgesine gerçekleştirmiş olduğu gezinin
ayrıntıları belirtilmiş olup Katanov’un gezi sırasında derlediği malzeme
dilbilim, folklor, etnografya ve sosyolojik açıdan sınıflandırılarak,
Katanov’un Tuva Türkleri ve Tuva Türkçesi araştırmalarına katkısını
değerlendirdi.
- Türkoloji Günü, bölüm öğrencilerinden Melike Ünal, Aysun Yaman, Kübra Öztemel’in okuduğu “Türk Dünyasından Şiirler” ve Hacettepe Üniversitesi Türkoloji öğrencisi Vahid Muhammedi’nin gitarı eşliğinde Büşra Akkuş, Merve Nur Maden’in söylediği Azerbaycan, Uygur ve Kazak ezgileri dinletisiyle sona erdi.
*****
No comments:
Post a Comment