Thursday, December 20, 2018

İRAN’DA FEDERALİZİM TARTIŞMALARI- MANAS ÇAMLI

Fedralism

Tebriz Araştırmaları Enstitüsü:
İran’ın son yüz yıl siyasî tarihi incelendiğinde, Türk Kacar imparatorluğunun darbeyle yıkılışının ardından İran Meşrutiyet Devriminin elde ettiği tüm başarıların Pehlevi rejimi tarafından askıya alındığı ve Meşrutiyet kazanımlarının başında gelen İran’ın ilk anayasasının rafa kaldırılarak, yanlış temellere oturtulan merkeziyetçi bir sistemin kurulduğu görülmektedir. İran siyasî coğrafyasında etnik, dilsel, kültürel ve hatta dinsel ve mezhepsel çeşitliliği gözardı edilerek, bir zamanlar Kacar devletinin en alt kademesinden sadrazamlığa yükselen,daha sonra Şahlığına ilan eden Rıza Mirpenç’in eliyle aşırı Fars milliyetçiliğine dayalı bir sistemin temeli böylece atılmış oldu. İran’ın geleneksel federal yapısına, Meşrutiyet anayasasında öngörülen ve hatta yürürlüğe giren Eyalet ve Vilayet Encümenleri kanununa aykırı olarak, Pehlevi şahlığının ilk döneminde temeli atılan ve düşe kalka yürüyen merkeziyetçi anlayış,Rıza Şah’ın İngilizlerin eliyle devrilip oğlu Mehmet Rıza’nın hâkimiyete getirilmesiyle düzenli bir hal alarak günümüze kadar devam etti ve etmektedir.

Dil ve kültür alanında yürütülen inkarcı, eritici ve benzeştirici politikaların yanısıra, siyasî-ekonomik gücün de Farsların tekelinde kalması; istibdat ve diktatörlüğün kök salmasına, nüfusun yarısından fazlasını oluşturan diğer etniklerin her geçen gün merkezden uzaklaşmasına, dolayısıyla da siyasî, toplumsal, ekonomik, kültürel ve idarî alanlarda sistemin tıkanmasına yol açtı.
Sistem tıkanıklığına çözüm olarak İran’ın doğal yapısına uygun federal bir sisteme geçmesi gerektiği, yalnız on yıllarca ayrımcılığa maruz kalan etniklerin aydınları tarafından değil, İran İslam Cumhuriyeti yetkilileri tarafından da dile getirilmekte ve bu yönde çalışmalar yapılmaktadır.
Bu yazıda; İran’ın içinde ve dışında, ister resmî makamlar veya kurumların, isterse de opozisyon konumundaki şahısların federalizmle ilgili görüşlerini kısaca ele almaya çalışacağım.
İran’ın Yetkili Kurum ve Şahıslarının Açıklamaları
İran’ın resmî devlet kurumları ve bazı üst düzey yetkililerinin son yıllarda öne sürdükleri çözüm yolları arasında federal yapıya geçiş önerisi de yer almaktadır. “Federalizm”, “ekonomik federalizm” veya “yeni idarî-iktisadî yapılanma” adları altında ileri sürülen bu önerilerin başında İran İslam Şura Meclisi Araştırma Merkezi’nin sunduğu rapor gelmektedir. Raporda, “yetkilerin devredilmesi” ve bölgelerde “tam yetkili hükümetlerin kurulması”nın ve yönetim şeklinin federal yönetim şekline yakınlaştırılmasının önemine vurgu yapılarak, federal bir sisteme geçiş tavsiye edilmiştir.
Ayrıca İran Meclisi Başkan Yardımcısı Mesud PEZEŞKİYAN da Nasr News’a verdiği röportajda ülkenin eyaletler şeklinde yönetilmesi gerektiğine vurgu yaparak, bunun İslamî bir yönetim usulü olduğunu belirtmiştir.
Uzun yıllar Devrim Muhafızları Ordusu baş komutanlığını yapan, önceki dönemler cumhurbaşkanı adayı ve şu anda Rejim Yararlarını Teşhis Konseyi üyesi Mohsen REZAİ de “ekonomik federalizm” görüşünü savunan şahıslardan biridir. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında ekonomik federal sisteme geçişi programına dâhil eden REZAİ, önerdiği bu sistemin iktisat, ticaret, bilim ve teknoloji alanlarını kapsadığını belirtmiştir. Asr-e İran gazetesinde “İran’ın Kurtuluş Yolu” başlığıyla verilen bu açıklamada REZAİ; Pakistan, Hindistan ve Rusya’da eyalet sisteminin uygulandığına ve gelişmiş ülkelerdeki tüm gelişmelerin federal yapı sayesinde sağlandığına vurgu yapmıştır.
İran İçişleri Bakanı Abdülrıza RAHMANİ FAZLİ, 2013 yılında yaptığı bir açıklamada, ostanlara dayalı yönetim şeklinin bölgelere dayalı bir yönetim biçimine geçileceğini bildirmiş ve bu durumda bürokratik sorunların büyük bir kısmının ortadan kalkacağını ifade etmişti.
Bu açıklamanın ardından İçişleri Bakanlığı İnsanî Kaynakları Yönetim Dairesi Başkanı Cevat Nâsiriyan, ülkenin 5 idarî bölgeye ayrılacağını belirtmiştir.
Kuşkusuz İran’ın yetkili kurum ve kuruluşları veya makamları tarafından çeşitli adlarla ileri sürülen bu gibi planlar, gerçek federalizm ve güç paylaşımından daha çok ülkenin demografik yapısını değiştirmeği amaçlamaktadır. Nitekim yukarıda belirtilen yapılanma biçiminin gerçekleşmesi durumunda geniş bir bölgenin tek çatı altında birleştirilmesiyle hassas bölgelere değişik etnik grupların yerleştirilmesi öngörülmektedir. Örneğin bu plan çerçevesinde, Azerbaycan illeriyle Kürdistan ili (ostanı) idarî bir bölge olarak tek çatı altında birleştirilecektir. Böylece Türklerin çoğunlukta yaşadığı Azerbaycan illeriyle Türkiye sınırı boyunca farklı bir etnikten oluşan tampon bir bölgenin/koridorun oluşturulması hem kolaylaşacak, hem de hızlanacaktır.
Opozisyon Konumundaki Şahısların Federal Sisteme Yaklaşımı
Çoğunlukla yurt dışında yaşayan rejim muhalifleri arasında da federalizm meselesi, özellikle de son yıllarda en çok tartışılan konulardan biri hâline gelmiştir. Çeşitli siyasî görüşlere sahip olan bu şahıs ve teşkilatların federalizme yaklaşımını üç grupta değerlendirebiliriz:
  • Muhalif olduklarına rağmen Pehlevilerden beri devam eden merkeziyetçi ve tekelci sistemi savunanlar. Son zamanlarda ABD ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen bu grupta “saltanat” rejimi yanlılarının sayı oldukça fazladır.
  • Federal sistemin İran’ın geleceği için kaçınılmaz olduğunu savunan şahıs ve teşkilatlar. Bu grupgenellikle Türk, Arap, Beluç, Kürt ve diğer etnik gruplardan oluşmaktadır.
  • Etnik gruplardan olmayan, fakat İran’ın parçalanmasına karşı federalizmi savunanlar. Bu grupta yer alanların sayı oldukça azdır.
Yurt dışında faaliyet eden İran Seküler Demokrat Partisi Genel Başkanı İsmail Nuri ALA, federalizmle ilgili kaleme aldığı yazıda, federe sistemi diktatörlüğe ve bölücülüğe karşı bir panzehir olarak değerlendirmektedir. ALA aynı zamanda İran Meşrutiyet Devriminin önemli kazanımı olarak bilinen Eyalet ve Vilayet sistemiyle ilgili yasalara değinerek, tekelci siyasetlere karşı İran Birleşik Eyaletleri sistemini savunmaktadır(Makaleler Toplusu, 2016).
Siyasî analist Naser İRANPUR, federalizmi İran’ın bütünlüğü için gerekli görüyor. İRANPUR, İran’ın siyasî rejiminde milliyetlerin etkin bir şekilde katılımınısağlamak için federalizmin gerekli ve kaçınılmaz olduğunu belirtiyor (Federalizm mi, Özerklik mi?).
Türk aktivistlerin içinde ise federal yönetim sistemini tam anlamıyla savunan, ana hatlarıyla ortaya koyan ve demokratik çerçevede değerlendiren şahıs Dr. Ziya SADRÜLEŞRAFİ’dir. Dr. Ziya SADR“Federalizm ve İran” adlı makalesinde, federal yönetim şeklini demokratik prensipler kapsamında değerlendiriyor. Federal sistemle yönetilen Çin ve Rusya’nın demokratik olmadıklarını da ortaya koyan SADR, federalizm sisteminin İran’da ülkeyi var eden milliyetlerin ortak bir amaç için bir araya gelmelerinde büyük rol oynayabileceğini belirterek, millî eşitsizliğin barışçıl bir biçimde ortadan kalkmasında federal yapının son derece önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Bunların yanı sıra federal sistemi çok sert bir biçimde eleştiren ve federalizmi İran’ın parçalanması ve bölünmesiyle eşdeğer gören gruplar da vardır. Halk Mücahitleri Örgütü ve Pehleviyanlıları ve birçok solcu şahıs ve teşkilatlar federalizme karşı çıkan gruplar arasındadır.
Manas ÇAMLI- Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı

No comments:

Post a Comment